Başbakan Binali Yıldırım, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un Türkiye'nin Afrin'e düzenlediği operasyonla ilgili 'Bu bir işgal operasyonu olmamalı' sözlerine ilişkin, "Afrin'de de biz DEAŞ, PKK, PYD'ye, YPG'ye karşı bir operasyon yapıyoruz. Eğer Fransa meseleyi böyle ele alıyorsa onların da Suriye'de yaptıkları faaliyeti aynı şekilde değerlendirmek lazım. Esasen bu temelden sakat bir düşüncedir. Katiyen Türkiye'nin bir işgal mantığı içinde hareket etmediğini bütün dünya biliyor, bilmelidir. Bunu Fırat Kalkanı'na bakarsak görürüz" dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, Lübnan Başbakanı Saad Hariri ile Çankaya Köşkü'nde ortak basın toplantısı düzenledi. Görüşmede gelecek dönemde Lübnan'ın tarafsızlık politikasının birlik ve beraberlik içinde uygulamaya devam etmesinin hayati önemi olduğunun teyit edildiğini belirten Yıldırım, "Türkiye olarak Lübnan'ın selameti için güvenlik başta olmak üzere birçok konuda işbirliğimizi artırarak devam etmeyi arzu ediyoruz. Sayın Başbakanın önderliğinde başlatılan Lübnan'ın altyapısını güçlendirmeye yönelik çalışmalara aktif olarak katılmaya karar verdik. O amaca yönelik olarak Roma'da ve Paris'te gerçekleşecek konferanslara Türkiye olarak aktif katılım sağlayacağız. Buradaki amacımız, Lübnan'ın altyapısının geliştirilmesi konusunda Türk firmalarının, Türk müteahhitlerinin daha aktif rol almasını sağlamak ve bölgedeki istikrara katkı vermek" ifadelerini kullandı.
Yapılacak çalışmalarla ikili ilişkilerin daha da ileriye taşınacağına dikkati çeken Yıldırım, "Böylece Lübnan'da var olan ekonomik, ticari ve güvenlik işbirliğimizi daha da geliştirmiş olacağız. Lübnan'la ticaret hacmimizde ne yazık ki son bir iki yılda azalma var. Bunun sebebi de Suriye başta olmak üzere bölgede yaşanan krizler ve iç savaş. Dolayısıyla bu olumsuzluğu da ortadan kaldırmak için neler yapılabileceğini değerlendirme fırsatı bulduk. Suriye'de 7 yılı bulan iç savaş ve karışıkların en büyük bedelini ödeyen ülkelerden biri Lübnan birisi de Türkiye'dir. Buna tabii Ürdün'ü de dahil etmek lazım. Bugün Suriye'nin nüfusundan fazla bu ülkelerde mülteci konumunda insanlar var, 1,5 milyon Lübnan'da, 3,5 milyon Suriye'de, daha fazlası Ürdün'de bulunmaktadır. 6 yıldır bu insanlara memleketlerinden uzakta gereken her türlü desteği veriyoruz. Bu konuda ne yazık ki uluslararası camiadan beklenen katkıyı göremedik" diye konuştu.
"Ne yazık ki terör örgütü orada burada kara propaganda yapıyor 'sivillere zarar veriliyor' diye"
Bölgesel konularda da görüş alışverişi ve değerlendirme yapma imkanı bulduklarını anlatan Yıldırım, "Özellikle halihazırda devam eden Zeytin Dalı Harekatı hakkında Sayın Başbakanı kapsamlı bir şekilde bilgilendirme fırsatım oldu. Bizim Afrin bölgesine yaptığımız bu operasyon, terör örgütlerini mahalinde yok etme operasyonudur. Suriye'nin toprak bütünlüğüne sadakatimiz her zamanki gibi devam etmekte olup, hedef ne sivil halk ne de Suriye'nin toprak bütünlüğüdür. Hedef, özellikle ülkemize vaki olan saldırılarını, roket saldırılarını bertaraf etmek, vatandaşlarımızın can ve mal güvenliğini emniyet altına almak, aynı zamanda da Afrin bölgesine yerleşmiş olan PKK/PYD, DEAŞ, YPG gibi terör örgütlerini oradan çıkarmak, orada yaşayan Arap, Kürt, Türkmen kardeşlerimizin üzerindeki bu baskıyı ve zulmü kaldırmak. Bunu gerçekleştirmek üzere Özgür Suriye Ordusu'ndan askerlerle birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerimiz bu operasyonu gerçekleştiriyor. Ne yazık ki terör örgütü orada burada kara propaganda yapıyor 'sivillere zarar veriliyor' diye. Asıl zarar gören Türkiye'deki vatandaşlarımızdır. Bugüne kadar yapılan roket saldırılarında hayatını kaybeden vatandaşlarımız var. Suriyeliler var. Daha bugün 10.20 civarında Hatay Reyhanlı'da bir roket saldırısı gerçekleşmiş ve 17 yaşında Fatma Avlar isimli vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Bu kardeşimize Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ayrıca, bu saldırıdan etkilenen vatandaşımız da tedavi görmektedir. Görüldüğü gibi zarar gören siviller bölgedekiler değil, Türkiye'deki vatandaşlarımızdır. Dolayısıyla bu operasyonun ne kadar haklı temellere dayandığı bir kez daha ortaya çıkmıştır" şeklinde konuştu.
Bölgesel konularda Suriye'nin geleceği meselesini de ele aldıklarını belirten Yıldırım, "Suriye'de bütün grupların eline silah almamış, terör faaliyeti yapmamış bütün etnik yapıların temsil edileceği, uzun vadede bu olayların sorumlusu olanların da yer almayacağı bir barışın da tesis edilmesidir. Bunun için Soçi sürecinden sonra Cenevre süreci çalıştırılacak ve BM gözetiminde bu çalışmalar devam edecektir. Bunlar bir yandan yapılırken, bir yandan da bölgede gerilimlerin azaltılması, çatışmaların ortadan kaldırılması için Türkiye başta olmak üzere diğer ilgili ülkelerle birlikte çalışmaya devam ediyoruz" açıklamasında bulundu.
Kudüs'te yaşanan gelişmeler
Kudüs'te yaşanan gelişmelere işaret eden Yıldırım, "Ümit ederiz ki İsrail ve ABD bu konuda yanlış tutumlarında ısrarcı olmazlar ve bölgedeki sorunların üzerine yeni sorunlar üretme gayretine girmiş olmazlar diye düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Lübnan'ın kalkınması için desteklerin daha da artırılarak sürdürüleceğini anlatan Yıldırım, "Bu doğrultuda önümüzdeki günlerde gerek ikili ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi, gerekse bölgesel konuların ele alınması için yakın çalışmamızı sürdüreceğiz" dedi.
Hariri: "Suriye'de bütün Suriye vatandaşlarının haklarını koruyacak bir çözümden yanayız"
Lübnan Başbakanı Hariri ise, iki ülke arasındaki ilişkilerin yanı sıra bölgesel gelişmeleri detaylıca ele aldıklarını belirtti. Suriye ve Kudüs'teki gelişmelere değinen Hariri, "Bizler iki devletli bir çözümden yanayız ve başkenti Kudüs olan bir Filistin devletinin kesinlikle kurulmasından yanayız. Suriye'de bütün Suriye vatandaşlarının haklarını koruyacak bir çözümden yanayız. Savaştan kaçan çok sayıda Suriyeliye ev sahipliği yapmaktayız. Bizler de bu vatandaşların güven içinde ülkelerine dönmelerini arzulamaktayız. Türkiye ile sığınmacıların yükü konusunda ortak işbirliğini de önemsemekteyiz" diye konuştu.
Macron'un 'Afrin' açıklaması
Yıldırım, açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevapladı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un Türkiye'nin Afrin'e düzenlediği operasyona ilişkin "Bu bir işgal operasyonu olmamalı" yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine Yıldırım, "Afrin operasyonu, Türkiye'nin güvenlik sorunudur en başta. İkincisi de oradaki terör örgütlerinin huzur içinde yaşayan Araplara, Türkmenlere, Kürtlere yapılan zulmün sona erdirilmesidir. Yani nasıl Suriye'de DEAŞ'a karşı bütün operasyonlar gerçekleşiyorsa Afrin'de de biz DEAŞ, PKK, PYD'ye, YPG'ye karşı bir operasyon yapıyoruz. Eğer Fransa meseleyi böyle ele alıyorsa onların da Suriye'de yaptıkları faaliyeti aynı şekilde değerlendirmek lazım. Esasen bu temelden sakat bir düşüncedir. Katiyen Türkiye'nin bir işgal mantığı içinde hareket etmediğini bütün dünya biliyor, bilmelidir. Bunu Fırat Kalkanı'na bakarsak görürüz. Fırat Kalkanı Operasyonu ile 3 bin 600'den fazla DEAŞ'lıyı etkisiz hale getirerek orayı terörden temizleyen ve bugün 130 bine yakın Suriyelinin yaşadığı 160 bin öğrencinin tekrar eğitime başladığı huzur ve barış içerisinde bir alana dönüştürdük" şeklinde konuştu.
Başbakan Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bizim Afrin'de yapmak istediğimizin ne olduğunu anlamak için Fırat Kalkanı Harekatındaki Münbiç ve Cerablus, Azez hattında 2 bin kilometrekarelik alana bakmaları yeterlidir. Bunun dışındaki değerlendirmelerin gerçekle alakası yoktur, bu bir. İkincisi, tabii ki Münbiç'in demografik yapısına baktığımız zaman yüzde 95 Arap nüfus var ama onların tepesinde boza pişiren, onlara hayatı zehir eden bir avuç terör grubu var. Amerika burada duruşunu açıkça ortaya koymalıdır. Yani, orada yaşayan, insanlara zulüm eden terör örgütüne mi destek verecek, yoksa oradaki halkın bu terör örgütlerinden kurtulmasına mı katkı sağlayacak. Amerika buna karar versin. Türkiye, her türlü terör baskısına, terör tehdidine karşı milli güvenliği gereği yapması lazım gelen harekatı yapar. Bunun için de başka ülkelerden izin almak gibi bir durum söz konusu olmaz. Bu faaliyetler aslında ülkemizin hududu bulunan hem Suriye'de hem Irak'ta, hududumuz etrafında oluşturulmaya çalışılan terör koridoruna izin vermemek bakımından bundan sonra da devam edebilir. Bunun da bilinmesinde fayda var."
Zeytin Dalı Harekatı'ndaki bilanço ve sınırlara yapılan roket saldırıları
Zeytin Dalı Operasyonu'ndaki bilançonun ve sınırlara yapılan roket saldırılarının sorulması üzerine Yıldırım, "Türkiye'nin içerisinden Türkiye'deki vatandaşlara roket saldırısı akla ziyan, deli saçması düşüncelerdir, buna kargalar bile güler. Böyle bir şey yok. Türkiye hudutları içerisinde yüzde yüz halkın güvenliği vardır, herhangi bir terör faaliyetine de asla izin vermeyiz. Bu tamamen bazı çevrelerin terör örgütüne yönelik destek kampanyalarından başka bir şey değildir. Bunların nereden geldiğini bilmek için kehanete gerek yok. Bunların hepsinin ölçümleri yapılıyor. Roket saldırısı gelir gelmez de anında karşılık veriliyor, susturuluyor ama 3 yıldır arazinin her tarafında bu terör örgütü muazzam bir kendilerine göre tahkimatlar yapmış, patlayıcılarla her tarafı donatmışlar, büyük büyük tünellerle kalın duvarlarla kendilerine göre mevziler oluşturmuşlar. Dolayısıyla bu yapıyı araziye girince güvenlik güçlerimiz tespit etmekte ve gereğini yapmaktadır. Operasyon hedeflendiği şekilde devam ediyor ve bu hedefler yerine getirilinceye kadar devam edecek. Bu sabah itibarıyla etkisiz hale getirilen hedef sayısı 480, etkisiz hale getirilen terörist sayısı da 712 olarak tespit edilmiştir. Hareket planlandığı şekliyle devam etmektedir" dedi.
İdlib'deki bombalı saldırıya ilişkin soru üzerine Yıldırım, "Yaşanan olay da Türkiye'nin bu harekatta ne kadar doğru iş yaptığını ortaya koymuştur. Bizim oradaki yaptığımız faaliyet de tam da bunun içindir. Burada bulunan terör oluşumlarını ortadan kaldırmak, İdlib'te yaşanması muhtemel sorunları en aşağı düzeye indirmektir" şeklinde konuştu.