Dicle, “15 Ekim 2009 tarihinde DTP Genel Başkanı Ahmet Türk beraberindeki bir heyet ile birlikte İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ı ziyaret etti.
İçişleri Bakanı da bu heyete, 'Konuyla ilgileniyorum. Müsteşarımı Diyarbakır'a gönderdim. Hakim ve savcılar ayarlandı, geldikleri gibi geçecekler” dedi.
Radikal Gazetesi'nin internet sitesinde yer alan habere göre; Diyarbakır’da geçen Aralık ayında PKK'nın gizli şehir yapılanması Kürdistan Toplulukları Birliği Türkiye Meclisi (KCK/TM) operasyonunda, 7'si Belediye Başkanı 22 şüpheli ile birlikte tutuklanan, eski milletvekili Hatip Dicle, bölücübaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine Kandil ve Mahmur’dan 34 PKK’lının gelişine ilişkin iddia ortaya attı.
Dicle, çeşitli tarihlerde yapılan basın açıklamaları ve mitinglerde yaptığı konuşmalar nedeniyle, ‘Terör örgütünün propagandasını yapmak’ ve ‘Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek’ suçlarından yargılandığı davada, yargının siyasallaştığını iddia ederek, savunma yapmadı.
Diyarbakır 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan Hatip Dicle, yargılandığı dosya kapsamında savunma yapmayacağını bildirirken bazı iddialarda bulundu. Mahkeme huzurunda söyledikleri duruşma tutanağına geçirilen Dicle, şu iddialarda bulundu:
“Diyarbakırlı'yım ve bir Kürd'üm. Bu bölgede yaşamaktayım. 35 yıldan bu yana legal alanda siyaset yapmaktayım. Öğrenciliğimden beri Kürt olmamdan dolayı ötekileştirildiğimi fark ettim. Dilimi kullanamadım, bununla ilgili legal alanda faaliyet yürüttüm. Öğrenci derneklerinde, insan hakları derneklerinde, meslek odalarında yöneticilik yaptım. Bir dönem parti genel başkanlığı ve milletvekilliği yaptım. 10.5 yıl hapis cezası çektim. Sıkıyönetim ve DGM'lerde yargılandım. Bu 35 yıllık sürecin hem tanığı, hem sanığı, hem de mağduruyum. Bu süreç bu aşamada sorgulanmaya başlamıştır. Süreç sona erdiğinde, diğer ülkelerde yaşandığı gibi mağduriyetimden dolayı davacı olacağım.”
Kapatılan DEP'in eski Milletvekili Hatip Dicle duruşmada, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ın, kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk’e, Kandil ve Mahmur'dan gelen 34 PKK’lının bırakılacağı sözünü verdiğini ileri sürdü. Son 35 yıl içinde yargının siyasallaştığını savunan Dicle şu iddialarda bulundu:
“15 Ekim 2009 tarihinde DTP Genel Başkanı Ahmet Türk beraberindeki bir heyetle birlikte İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ı ziyaret etti. Ziyarette 4 gün sonra Mahmur ve Kandil’den grupların geleceği, bunların tutuklanmayıp serbest bırakılması durumunda dağdan inişin hızlanacağı, dağa çıkışın da duracağı bildirildi. İçişleri Bakanı da bu heyete ‘Konuyla ilgileniyorum. Müsteşarımı Diyarbakır’a gönderdim. Hakim ve savcılar ayarlandı, geldikleri gibi geçecekler’ dedi.
Bu aşamada 4 gün sonra Silopi’den gelen 8 gerilla (PKK'lı teröristleri kast ediyor), ‘Biz gerillayız. Önder Abdullah Öcalan’ın çağrısı ile barış için geldik’ dedi ve bunlar sürecin olumlu sonuçlanması için gerektiği gibi tutuklanmayıp serbest bırakıldı.”
Dicle, cezaevinden adliyeye getirilişi sırasında önceki uygulamalarda karşılaşmamasına rağmen, duruşma sırasını beklerken, odada kelepçe ile bekletildiği söyledi. Dicle, kelepçeli olarak bekletilmesi ile ilgili, sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu.
TÜRK YALANLAMADI
Milletvekilliği düşürülen Ahmet Türk, İçişleri Bakanı Beşir Atalay ile aralarında geçtiği iddia edilen diyalogu yalanlamadı. Türk, Kandil ve Mahmur'dan o tarihte gelecek gruplar hakkında beraberindeki bir heyet ile beraber İçişleri Bakanı Beşir Atalay’ı ziyaret ettiklerini hatırlatarak, “Gelecek olan gruba olumlu yaklaşımın, açılımın seyri açısından olumlu olacağını sayın İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a ilettik. Sayın Atalay’da, bu konuda ellerinden geleni yapacaklarını söyledi” dedi.