Tüm dünyada global bir sorun olarak ele alınan obezite, yetişkinlerin yanında çocukların da sağlığını ve geleceğini olumsuz etkiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından obezite; Sağlığı bozacak ölçüde yağ dokularında anormal veya aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanıyor. Özellikle okul çağındaki ve ergen çocuklarda endişe verici boyutlara oluşan fazla kilo ve obezite, ileride gelişebilecek diyabet ve kardiyovasküler hastalıklar açısından da önemli bir risk oluşturuyor. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanlarından Gözde Gence, çocuklardaki obezite artışında genetik yatkınlığın yanında, beslenme alışkanlığının hazır yiyeceklere kaymasının, ayaküstü tüketilen fastfood besinlerin fazla tüketilmesinin ve fiziksel aktivite azlığının en güçlü etkenler arasında yer aldığını söylüyor.
Obez çocuklar, obez yetişkinler oluyor!
Obez çocukların çok büyük oranda obez erişkinler olarak hayatlarına devam ettiklerin ve bu nedenle de birçok hastalık açısından risklerinin arttığını hatırlatan Gözde Gence, çocukluk çağındaki kalp-damar hastalıkları, tip 2 diyabetin yanı sıra, ortopedik problemler, zihinsel bozukluklar, okul başarısında düşme ve kendine güvensizliğin gelişiminde de önemli bir oynadığını söylüyor. Obezite ve fazla kilonun önlenebilir sağlık riskleri arasında ilk sıralarda yer aldığına işaret eden Gözde Gence, ayrıca obez olan çocukların psikolojik sorunlar yaşayarak ilerde özgüven eksikliği ve uyumsuzluk problemi yaşayabileceğini anlatıyor. Bu nedenle, çocukların boş kalori kaynakları yerine doğru yiyeceklerle, doğru zamanda beslenmesi gerekiyor.
Çocuklarda obezite nasıl hesaplanır?
Çocuklarda obezitenin varlığının tespiti için, yaş ve cinse göre hazırlanan Vücut Kitle İndeksi (VKİ) persentil eğrileri kullanılıyor. Çocuğun gelişiminin ve boy, kilo oranının hekim ve diyetisyenler tarafından bu persentil eğrileri üzerinden takip edildiğini söyleyen Gözde Gence, “Persentil eğrilerine göre; çocuğun durumu 85-95. persentilde ise fazla kilolu, 95. persentilden büyük ise obez olarak sınıflandırılıyor” diyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Gözde Gence bununla birlikte yaşa ve boya göre ağırlık, deri kıvrım kalınlığının ölçümü ve içerdiği yağ bakımından vücut kompozisyonunun da kullanılan diğer tanı yöntemleri arasında yer aldığını söylüyor.
Çocuğunuzun yanında olun
Çocuklarda kilo kaybının sağlanması için kalori kısıtlaması ve egzersizin bir arada yürütüldüğü bir yaklaşım gerekiyor. Gözde Gence, ebeveynlerin çocukların motivasyonunu artırıcı ve destekleyici cümlelerle onların yanında olduklarını hissettirmeleri gerektiğini söylüyor. Zayıflamasına sağlamak uğruna bilinçsizce uygulanacak düşük kalorili diyetlerin çocukların büyüme ve gelişmesini olumsuz etkileyeceğine dikkat çeken Gözde Gence, diyetisyen ile işbirliği içinde çocuğa sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmak gerektiğini söylüyor.
Sağlıklı büyümenin devam edebilmesi ve gerekli besin ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için diyetle birlikte haftada 0,5 kg verilmesinin amaçlandığını söyleyen Gözde Gence sözlerine şöyle devam ediyor:
“Çocuğun normal ihtiyaçlarını karşılayacak olan toplam kalori ana ve ara öğünlere bölünerek veriliyor. Hem kilo vermenin hem de uzun dönemde verilen kilonun korunabilmesi için mutlaka çocuğun egzersiz yapması gerekiyor. Haftada en az üç kez ve 30 dakikalık egzersiz başlangıçta yeterli oluyor. Egzersizin yoğunluğu ve süresinin de yavaş yavaş artırılması gerekiyor.”
Ebeveynler örnek olmalı
Çocukları obeziteden korumak için öncelikli ebeveynlerin kendilerini koruyarak örnek olmaları gerektiğini söyleyen Gözde Gence, “Çocuğunuza gözlem yoluyla öğretecekleriniz, çocuğunuzun beslenme davranışının oluşmasında anahtar rol oynuyor. Dolayısıyla fiziksel aktivite içeren yaşam sürmeniz, sağlıklı beslenmeniz rol model olduğunuz çocuklarınızın geleceği için çok önemlidir” diye konuşuyor.