Erzurum Ilıca Mahallesi Geyik Köyü’nde çiftçilik yapan Köksal Hançer’in hayatı, kimlik bilgilerinin çalınmasıyla kabusa döndü. Ailesiyle birlikte sessiz, sakin bir hayatı olan Hançer’in kimlik bilgileri, T.A tarafından mahalle muhtarından 500 lira karşılığında satın alındı. Adına İstanbul ’da 3 şirket kurulan Hançer, her şeyden habersiz olduğu sırada şirketler üzerinden adına binlerce liralık işlem gerçekleştirildi. Başka bir suçtan aranan T.A’nın yakalanması ve suçunu itiraf etmesiyle kendini aklayan Hançer’in sıkıntısı ise bitmek bilmedi. Sağlık problemleri nedeniyle hastaneye giden Hançer, T.A tarafından üzerine açılan şirketler nedeniyle Bağ-Kur sistemine kayıt ettirildiği için, SGK’dan yararlanamıyor. Psikolojik sıkıntıları olan ve hayatı altüst olan Hançer binlerce liralık ilaç masraflarını ödeyemediği için Ankara ’da sesini yetkililere duyurmaya çalışıyor.
EŞİNDEN ÇOCUĞUNDAN UZAKTA
Ailesinden kilometrelerce uzakta kalan kardeşinin artık kendileriyle dahi konuşmaz hale geldiğini dile getiren ağabey Mehmet Hançer, “4 aydır burada kalıyor. Psikolojik sorunları ve takıntıları oluştu. Kardeşimi önce hırsızlar sonra da devlet mağdur etti” diyerek şunları söyledi: “Suçla mahkeme ile ilgisi bulunmayan kardeşim, çiftçilikle hayatını sürdürüyordu. Yaklaşık 2 sene önce sigara kaçakçılığından yakalanan T.A’nın üzerinden kardeşimin kimliği çıkınca, konudan haberimiz oldu. Şahsın kardeşim üzerine 3 şirket kurduğu anlaşıldı. Suçunu itiraf eden T.A açık açık her şeyi anlattı ceza aldı.
RUH HALİ BOZULDU, KONUŞMUYOR
Ancak bu yıpratıcı süreçte kardeşimin ruh hali bozuldu. Takıntılı kimseyle konuşmayan bir duruma geldi. Böbreğin yanı sıra çeşitli hastalıklarının tedavisi için Ankara’ya getirdim. Asıl şoku burada yaşadık. Hastaneler kardeşime, ‘Bağ-Kur borcu olduğu için bakamayız’ cevabı verdi. Biz SGK’lı olduğumuzu, Bağ-Kur’un T.A tarafından kurulan kaçak şirketler nedenilye açıldığını defalarca anlattık. Konuyu çözemeyince, yetkili kurumlara başvurduk. SGK bize, ‘Şirketleri kapatıp, Bağ-Kur’u iptal edin sonra tedavi alabilirsiniz. Ya da Bağ-Kur’u kendiniz yatırın’ cevabı verdi.
HAKLIYIZ ANCAK ÇÖZÜM YOK
Kendi avukatımız bize bu kapatma sürecinde alınabilecek en erken sonucun iki yılda olabileceğini belirtti. Yani bizim elimiz kolumuz bağlandı. Bizi mağdur eden şahıs elini kolunu sallayıp iyi halden cezası ertelenerek çıktı, bizim hak etmediğimiz mağduriyet ise sürmeye devam ediyor. Konuyla ilgili aylardır ısrarla çabalıyorum. En son SGK’dan bir müdür, ‘Çok haklısınız. Biz de ilk kez böyle bir durumla karşı karşıyayız’ dedi. Kardeşimin acil bir şekilde tedavi görmesi için bize uzanacak bir el bekliyorum. Bizi hem hırsız hem de sistem mağdur etmiş olacak.”
ÇİLE ÇEKİYORUZ
Oğlunun gözünün önünde eriyip gittiğini ağlayarak anlatan Kıyafet Hançer (83) ise, “Çoluk çocuk babasını arayıp telefonda ağlıyor. Onlara cevap veremiyoruz. Oğlum konuşmuyor. Biz devleti baba biliriz. Çilemize son versinler” şeklinde konuştu.