Türkiye, Rusya ve İran’ın Astana’da vardıkları ortak mutabakat ile çatışmasızlık alanı ilan edilen ve muhalefetin son kalesi olarak anılan İdlib’de terör örgütü El Kaide ile bağlantılı olduğu ifade edilen Heyet Tahrir el Şam’a (HTŞ) bağlı grupların kentin en stratejik bölgelerini Tahrir Suriye Cephesine terk etmeye başladığı belirtiliyor.
Çekilmenin sebebi olarak muhalif gruplar arasındaki rekabet ve çatışmalar gösteriliyor.
Türkiye’nin Afrin operasyonunun başlattığı ilk günlerde ÖSO güçlerinin İdlib üzerinden hareket etmesini engellemeye kalkışan HTŞ’nin bir yandan içerideki gruplarla çatışırken bir yandan da kentin güneyindeki bir çok stratejik noktayı rejime bıraktığı belirtiliyor. İçeride kan kaybeden HTŞ’nin kontrolündeki 25 bin silahlı gücün nereye kanalize edeceği konusu ise bölgede tedirginlik yaratmaya başladı.
HTŞ YERİNE AHRAR
Halep’in rejimin kontrolüne geçmesi ile birlikte Suriyeli muhalifler için en kritik ve yegane savuma hattı haline gelen İdlib, Suriye krizinde belirleyici rol oynuyor. Rejimin ve Rusya’nın baskıları ile gücü zayıflayan, Suudi destekli Heyet Tahrir Şam (HTŞ), İdlibli sivillerden de ciddi tepkiler görmeye başladı. Sahadaki kaynaklar Ahrar-u Şam grubunun HTŞ’den kalan boşluğu doldurmaya başladığını belirtti. HTŞ’nin Türkiye’nin Zeytin Dalı Operasyonu’nu başlattığı ilk günlerde grup içerisindeki ‘Zengi’ gibi önemli iki kolun Afrin’e geçişe sıcak bakmaması, hatta engelleme girişimi önemli bir tartışma yaratmıştı. Elinde kalan tek kritik noktanın 106 no’lu bölge olduğu ifade edildi.
HALK 3 HAFTADIR TEPKİLİ
Bölgedeki yerel güvenlik kaynaklardan aktarıldığına göre; HTŞ, Küçük Urum, Büyük Urum, el Muhendisin kırsalı, Han el Asel, Halep’in batı kırsalında bulunan 46. Alay ve İskenderun ile sınır bölgesinde bulunan Kefer Lusin beldesinden çekildi. Özellikle son üç haftadan bu yana HTŞ’nin bu bölge halkından sert tepkiler almaya başladığı iddia edildi.
ALT GRUPLAR AYRILIYOR
Bölgedeki siyasi kaynaklar ise, Ceyş el Ahrar’ın Teftenaz askeri üssünü ve el Barkum kontrol noktasını HTŞ’den aldığını, bunun askeri yolla değil bir anlaşma kapsamında yapıldığını kaydetti. Bu gelişme, Halep’in batı kırsalında ve İdlib kırsalında faaliyet gösteren bazı grupların HTŞ’den ayrılarak Ceyş el Ahrar’a katıldıklarını ilan etmelerinin ardından yaşandığını belirtiyorlar. Bölgedeki kaynaklar, HTŞ güçlerinin çoğunu Sarmada, Harem, el Dana, Salkin ve Lazkiye kırsalındaki beldelerde bulunan kalelerine çektiğine işaret etti. İki kentteki “yerel heyetlerle" yapılan anlaşmanın ardından, Sarakeb ve Han Şeyhun beldelerinden de çekilme sağlandı.
YENİ ASKERİ YAPI OLUŞTU
Edinilen bilgiye göre, El Kaide’ye bağlı ve İdlib ile Lazkiye’de faaliyet gösteren grupların “Dinin Muhafızları Örgütü” adlı yeni bir askeri topluluk bünyesinde birleştiler. Bu topluluk “Ceyş el Badiye, Ceyş el Sahel, Seriyye Kabil, Saraya el Sahel, Ceyş el Melahim, Cund el Şeria” gruplarından oluşuyor ve abu Humam el Şami tarafından komuta ediliyor.
TÜRKİYE'YE SIZABİLİRLER UYARISI
Bölgedeki kaynaklar Suudi Arabistan destekli HTŞ’nin İdlib içinde kalan 25 bin civarındaki silahlı gücünü ABD’nin imkan sağlaması durumunda ülkenin Ürdün sınırındaki Deraa bölgesine kaydırabileceğini belirtilirken, Rusların aşırıcı güç kullanması durumunda ise Atme bölgesindeki mülteciler üzerinden baskı oluşturarak Türkiye’ye sızabileceklerine, şu süreçte Türkiye’nin çok dikkatli olması gerektiğine dikkat çekti.