Bağımsız iklim ve enerji düşünce kuruluşu Ember, küresel elektriğe dair 2021 değerlendirmelerini ve geçen yılın sonuçlarını raporladı. Rapora göre, dünyadaki rüzgar ve güneş enerjisi üretimi dünya elektriğinin yüzde 9,4’ünü üretti. G20 ülkeleri arasında geçtiğimiz yıl rüzgar ve güneşten en çok elektrik üretimi gerçekleştiren ilk 5 ülkeden biri olarak ABD ve Çin gibi ülkeleri geride bırakan Türkiye’nin başarısına dikkat çeken Ülke Enerji Genel Müdürü Ali Aydın, dünyanın elektrik üretimini kömürden rüzgar ve güneşe çevirdiğini, ülkemizin de rüzgar enerjisini memleket meselesi olarak görmesinin gelecek adına önemli kazanımlar sağlayacağını aktarıyor.
Türkiye Rüzgarı Sert Esiyor
2015 yılından beri istikrarlı bir şekilde yenilenebilir enerjiden elde ettiği faydayı artıran Türkiye, bu alanda özellikle rüzgarı arkasına almış durumda. 7 yıl öncesine kadar elektriğinin yaklaşık yüzde 67’sini fosil yakıtlardan elde eden Türkiye’nin yenilenebilir enerji alanındaki yatırımları sonucunda bu oran yüzde 15 düşüş sergiledi. 2020 yılında elektriğinin neredeyse yarısını yenilenebilir enerjiden karşılayan Türkiye’nin başarısında rüzgar enerjisinin büyük paya sahip olduğunu belirten Ali Aydın, rüzgarın ülkenin ihtiyaç duyduğu elektriğin sadece yaklaşık yüzde 9’unu karşıladığını ve bu oranın da gelecek yıllarda daha üst noktalara çıkacağını aktarıyor. Rüzgar enerjisinin ülke enerjisine sağladığı katkıda sektördeki kaliteli ve teknolojiye dayalı hizmet anlayışının baskın rol oynadığını dile getiren Aydın, bir rüzgar türbinin ortalama 25 yıllık ömründeki yüksek verimliliğinin korunması ve enerjinin elde edilmesi için Ülke Enerji olarak sağladıkları bakım, onarım ve servis hizmetlerinin G20 ülkeleri arasında çok kolay sıyrılabilen bir kalite seviyesinde olduğunun da altını çiziyor.
Türkiye, ABD ve Çin’i Geride Bıraktı
Küresel çapta 1990’dan beri en büyük düşüşünü yaşayan kömür yakıtlı elektrik üretimi, 2020 yılında yaklaşık yüzde 4 azaldı. Bu düşüşün nedenleri arasında ise rüzgar ve güneş enerjisinin yükselişi, Paris İklim Anlaşması ve ekonomik sebepler bulunuyor. Rüzgar ve güneş enerjisinin birleşik pazar payı son 5 yılda yüzde 4,8 artış göstererek elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 10’unu karşılıyorken, bu alanda Türkiye’nin dünya ortalamasını geçtiği görülüyor. Çin ve ABD gibi rüzgar ve güneş enerjilerinin ana vatanı olan ülkeleri geçen yıl geride bırakan Türkiye’nin yenilenebilir enerji arenasında önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çeken Ali Aydın, G20 ülkeleri arasında ilk 5’te yer alan ülkemizin bu istikrarlı yükselişini devam ettirmesinde kritik noktaların yer aldığını aktarıyor. Özellikle yatırımlar konusunda bürokratik süreçleri en aza indirgemenin ve yenilenebilir enerjiye bağlı politikalar gütmenin Türkiye’nin gelecekteki kazanımlarına ön ayak olacağını belirten Aydın, YEKDEM gibi yatırımcıya ve üreticiye önemli destekler sağlayan projelerin ülkemiz enerjisine, geleceğine ve ekonomisine ciddi yardımlar sağlayacağını ifade ediyor.
Hibya Haber Ajansı