Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen TÜGVA Gençlik Buluşması’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere nasihatte bulundu. Erdoğan, “Eğitim-öğretim de her işin başıdır. Ancak tek başına yeterli değildir. Gençlerimize iyi bir eğitim ve öğretim ile birlikte gönül dünyalarını dolduracak manevi bir iklim de sunmamız gerekiyor” diye konuştu.
Afrin Harekatı’na ilişkin de konuşan Erdoğan, “Eğitim-öğretim de her işin başıdır. Ancak tek başına yeterli değildir. Gençlerimize iyi bir eğitim ve öğretim ile birlikte gönül dünyalarını dolduracak manevi bir iklim de sunmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
“Eğitim-öğretim de her işin başıdır. Ancak tek başına yeterli değildir”
Şehitleri anarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugünde Afrin’de hamdolsun teröristlerden 80 tanenin işi bitti. Akşama kadar bu sayı inşallah daha da artacak. Bizim de gerek Mehmetçiklerimizden, gerek ÖSO’dan, gerek sivil 25 civarında şehidimiz var” diyerek şehitler için Fatiha istedi.
Türkiye’nin 30 yaşın altında 38 milyonun üzerinde nüfusu bulunan bir ülke olarak geleceğine ümitle bakmasının ancak bu nüfusu bilinçli ve donanımlı bir şekilde yetiştirilmesi ile mümkün olduğunu belirten Erdoğan, “Eğitim-öğretim de her işin başıdır. Ancak tek başına yeterli değildir. Gençlerimize iyi bir eğitim ve öğretim ile birlikte gönül dünyalarını dolduracak manevi bir iklim de sunmamız gerekiyor. Ruhsuz beden nasıl cesetten ibaretse, gönül dünyası ihmal edilmiş bir gencimizin eğitim-öğretimi de maddi bilgilerle sınırlı kalır. Toplumların hedeflerine ulaşabilmeleri için bu iki hususun birlikte inşa edilmesi şarttır. Türkiye yıllarca bunlardan sadece birisine odaklanmış, eğitim-öğretim sistemine mahkum edilmiştir. Tek kanatla uçulamayacağı gibi burada ada istenilen neticeye varılamamıştır. Biz 15 yıldır hem fiziki alt yapımızı güçlendirerek hem de zihniyeti değiştirerek hedeflerimize uygun bir eğitim-öğretim sistemi kurmanın çabası içindeyiz. Bu konuda önemli mesafe kaydetsek de maalesef hedeflerimizin tamamına henüz ulaşamadık. Önümüzdeki dönemde önceliklerimizin başına sadece eğitim demiyorum, eğitim-öğretim sistemimizin ruhunu, özünü, muhtevasını milletimizin hedeflerine uygun haline getirmeyi koyduk. Sadece öğretim yeterli değil, yanında eğitim de olacak. Bunlar birbirinden ayrılamaz” diye konuştu.
“Gençlerimizin istikameti demek, Türkiye’mizin istikameti demek”
Vakıf faaliyetleri ve STK çalışmalarının bir gönül işi olduğunu söyleyen ve Türkiye’de asırlardır var olan vakıf geleneğinin yeni bir anlayışla çok daha kapsamlı bir sivil toplum müktesebatına dönüştürüldüğünü kaydeden Erdoğan, “Geçtiğimiz 15 yılda bu konuda attığımız adımların neticelerini yavaş yavaş almaya başladık. Bu süreçte her alanda olduğu gibi STK faaliyetleri, bilhassa da eğitim-öğretim konularında en büyük darbeyi terör örgütlerinden aldık. Bölücü terör örgütü ve onun güdümündeki yapılar özellikle gençlerimizi hedef almışlar, onların zihin ve gönül dünyalarını karartmışlardır. Aynı şekilde FETÖ’nün de hedefinde gençlerimiz ve onların eğitim-öğretim süreçleri yer almıştır. Devlet ve millet olarak yaptığımız müdahalelerle her iki örgütü de çökertmeyi, ülkemize verdikleri zararı bir noktada kesmeyi başardık. Ama bu mücadele sırasında her birisi milletimiz için altın değerinde nice gencin terör örgütlerinin saflarında heba oluşuna yüreğimiz yanarak şahit olduk. Türkiye’nin milyonlarca gencinin her birinin enerjisine, birikimine, hayaline ihtiyacı vardır. Şua saatten sonra terör örgütlerine kaptıracağımız her gencimizin vebali bizim ve sizin üzerinizedir. Onunu için duramayız. Çok hassas olacağız. TÜRGEV’in yurtlarını da, sevgili gençler sizleri birer evladım olarak görüyorum, sizden benim ricam şudur, kaldığınız yurtları adeta bir otel gibi görmeyiniz, kaldığınız yurtlar da sizin bir eğitim-öğretim kurumunuzdur. Bunu böyle biliniz ki, Orada sizlere verilen bu hizmetlerden netice alalım, aksi taktirde bu süreç heba olur. Yolumuzu ve yoldaşlarımızı doğru seçerek yürüteceğimiz mücadele ile ülkemizin önünde yepyeni bir dönemi hep birlikte açacağız. Gençlerimizin istikameti demek, Türkiye’mizin istikameti demek. Sizler istikamet üzere olacaksınız ki Türkiye’de hedeflerine ulaşabilsin. Gençlerimizin üzerine ağır bir yük bindirdiğimizi biliyorum, üstadın dediği gibi ‘Bu dava hor, bu dava öksüz, bu dava büyük, ne ağır imtihandır başındaki Sakarya, binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya.’ Taşır arkadaşlar taşır. Şayet imanımız tamsa, inancımız kavi ise, yolumuz doğruysa bu kanarya binbir başlı kartalı da taşır, yedi düveli de hizaya getirir” şeklinde konuştu.
“Gerekirse beraber gideceğiz”
Gençlerden çalışmalarını ve mücadele etmelerini isteyen Erdoğan, “Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında olduğu gibi kabus olup teröristlerin üzerine çökerek mücadele edeceksiniz” ifadelerini kullandı.
Salonda bulunan gençlerin “Reis bizi Afrin’e götür” diye tezahürat etmesi üzerine Erdoğan, “İnşallah beraber gideceğiz. Gerekirse beraber gideceğiz. Sosyal medyada mesajlarınızla, gazetelerde yazılarınızla, televizyonda yorumlarınızla, toplantılarda değerlendirmelerinizle mücadele edeceksiniz. Her platformda davamızı anlatarak, ülkemizin ve milletimizin haklılığını ispat ederek mücadele edeceksiniz” dedi.
“Korkaklar zafer anıtı dikemez”
Gençlerin öncelikle gereken bilgiye, donanıma, iradeye, kararlılığa, cesarete sahip olmalarını isteyen Erdoğan, “Birileri diyor ki bizim gençlerimizle alakalı, ‘bizim gençlerimiz onların gençleri kadar cevval, hareketli değil.’ Bizim onlara verdiğimiz cevaplar belli, bu zaten sandıkta görülüyor, kimin gençleri daha cevval, kimin gençleri değil. Ben bir şey daha söylüyorum, bu defa sandıklar öyle patlamalı ki, bunlar ne olduklarına, ne olacaklarına pişman olsun” diye konuştu.
Seçme ve seçilme yaşının 30 yaşından 18 yaşına indirdiklerini kaydeden Erdoğan, “Biz gençliğimize güveniyoruz ama onlar gençliğimize güvenmiyor. Çünkü biz Fatih Sultan Mehmet’in 19 yaşında bir çağı kapatıp bir çağı açtığı bir ecdadın torunlarıyız da onun için. Şunu unutmayın, korkaklar zafer anıtı dikemez. Çanakkale’de ecdadımız yedi düvelin üzerlerine gelmesine rağmen korkmadığı için zaferlere ulaştı. İstiklal Harbi’nde tüm yokluklara, sıkıntılara rağmen elimizdeki cesaret sermayesi ile düşmanı denize döktük. Terörle mücadelemizi, karşımızdaki ihanet şebekelerinin arkalarında kim olduklarına bakarak değil, kalbimizdeki inanca, yüreğimizdeki cesarete bakarak başarıya ulaştırdık” şeklinde konuştu.
“Orada kızlarımız da var, jandarma kızlarımız da var, onlar da mücadele içinde”
Bugün de Afrin’de mücadele eden 20-25 yaşlarındaki kahraman askerlerin aynı anlayışla o zor coğrafyada tarih yazdıklarını kaydeden Erdoğan, “Türk milleti mücadeleye başladığı zaman işte böyle başarılara imza atar. Orada kızlarımız da var, jandarma kızlarımız da var, onlar da mücadele içinde. Bizim nene Hatun’larımız, Şerife Bacı’larımız yok muydu, işte bugün de var. Türkiye’yi yok sayanlara bizim burada olduğumuzu, hem de bin yıldır burada olduğumuzu hatırlatmak boynumuzun borcudur. Biz sadece cesareti, kahramanlığı, yüreği ve bileği ile değil, aynı zamanda adalete ve hakkaniyete olan bağlılığı ile mazlumların yanında yer alarak farkını ortaya koyan bir milletimiz. Sizlerden asla adaletten ayrılmamanızı istiyorum. Zalimlerin karşısında daima mağdurların safında durmanızı istiyorum. Bunun için sizlerden ‘komşusu açken tok yatan bizden değildir’ emrine uygun bir şekilde tüm kardeşlerinizi, arkadaşlarınızı gözetmenizi istiyorum. Sizlerden demokrasiden, insan haklarından, özgürlüklerden taviz vermeden kendinize bir gelecek inşa etmenin yollarını bulmanızı istiyorum” ifadelerini kullandı.
“Rabia’mızı hiç ihmal etmeyin, bu Esma kızımızın da şehadete yürürken işreti” diyen Erdoğan, tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet vurgusunu yineledi.
“Beni mazur görün”
Gençlerden Hazreti Lokman’ın evladına öğütlerini akıllarından çıkartmamalarını ve harfiyen uymalarını isteyen Erdoğan, “Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de duyurulan ve Rabbimizin bize emrettiği bu öğütleri sizlere kısaca hatırlatmak istiyorum, ‘Allah’a şirk koşma, anne ve babana saygılı ol, namazını doğru kıl, iyiliği emret, kötülükten sakın, başına gelenlere sabret, küçümseyerek insanlardan yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme, büyüklük taslama, mutedil ol, sesini alçalt.’ Ben alçaltamıyorum ama beni mazur görün. Bu öğütleri tutan gençlik şuanda karşımda bizim gençliğimiz. Bu öğütlerden uzaklaşan gençlerin ise rüzgarda uçuşan yapraklar gibi savrulmaları, terör örgütlerinin ağlarına takılmaları kaçınılmazdır” ifadelerini kullandı.