Fortune dergisi tarafından yayımlanan analizde, geçen hafta Standard & Poor's Endeksi'nde ve petrol fiyatlarında yaşanan gerilemenin yatırımcıları rahatlatmaması gerektiğine dikkat çekildi.
Dergi, altın ve hazine kâğıtlarını da dâhil ettiği bu dört piyasanın çok yükselmiş olduğunu belirterek, yaşanan son düşüşlerin fiyatları ucuz hale getirmediği uyarısında bulundu.
TEMEL GÖSTERGELERLE UYUMSUZ
Bu piyasalarda yaşanan artışlar, fiyatları tarihi ortalamalarının üzerine çıkarırken, varlıklara ait temel göstergelerle de uyumlu sergilemiyor.
Petrolün varil fiyatı 2009 yılı başından beri yüzde 63 yükselerek 75 dolara çıkarken, altın da hızlı bir ralli yaşayarak aynı dönemde yüzde 20'nin üzerinde artış kaydetti. Altının ons fiyatı 1,100 doların üzerine çıktı.
Küresel krizde sert düşen hisse senetleri de aynı şekilde Mart 2009'da başladığı yükselişle hızlı şekilde değerlendi. Hisselerin fiyat/kazanç oranları da bu dönemde aynı hızla artarak, tarihi ortalamalarının yüzde 40 üzerine çıktı.
Tahvil piyasasında da benzer bir seyir gerçekleşti ve 10 yıl vadeli ABD Hazine tahvilinin getirisi 2007 yılındaki seviyesine oranla geçen yıl yüzde 1.5 geriledi.
DÜŞÜK FAİZ BAŞLICA NEDEN
Fortune, bu dört piyasadaki hareketin en önemli nedeni olarak ise daha önce ABD emlak sektöründe yaşanan balonun arkasındaki sebebi, yani düşük faiz oranlarını gösterdi. Dergiye göre ABD Merkez Bankası'nın (Fed) tarihi dip seviyelerde tuttuğu faiz oranları, yatırımcıların ucuz kaynak bulmasının önünü açıyor.
Küresel kriz döneminde ekonominin canlanmasına yardımcı olmak için faizleri yüzde 0 ile 0.25 arasında tutan Fed, düşük faiz politikasını sürdürüyor. Öte yandan, Fed’in bu yıl içinde yeniden faiz artışına gideceği konuşuluyor.
DAHA KÖTÜSÜ OLABİRDİ
Diğer taraftan bahsi geçen bu dört piyasanın aşırı şiştiğini düşünen iktisatçılar, bankaların kredi kullandırmada çok istekli olmamasının durumun daha da kötüye gitmesini engellediğini dile getiriyor.
Bu duruma dikkat çeken iktisatçılardan biri olan ABD Carnegie Mellon Üniversitesi öğretim üyesi Allan Meltzer, "Eğer kredi talebi daha fazla olsaydı endişelerimin boyutu da artardı" diyor.
Fortune bununla birlikte, ABD’de balon tehlikesi yaşamayan tek piyasanın ise emlak sektörü olduğuna dikkat çekiyor. Bu piyasada, konut fiyatlarının geldiği seviye, aylık mortgage kredilerini, kira düzeyine çekerek yeni ev alacaklara cazip fırsat sunuyor. Dergi bu durumu, yer çekimi kuralının piyasalarda da işlemeye başladı.