Önceki dönem milletvekillerinden İbrahim Aydemir, günümüz insanının yaşam tarzını mercek altına aldı. Aydemir'e göre, teknolojinin ve kentleşmenin sağladığı imkanlar, insanları giderek daha tembelleştiriyor ve aynı zamanda ruhsal olarak da zayıflatıyor. Modern bireyin her şeyi hazır bulma alışkanlığı, onun üretkenliğini ve yaratıcılığını törpülüyor.
Aydemir, insanların artık her türlü hizmeti bir tuşla çağırabildiği bu dönemde, emeğin kıymetini bilmez hale geldiğini vurguladı. "Eskiden bir yemek pişirmek saatlerce sürerdi, şimdi tıkladığınız anda kapınıza geliyor. Ama bu kolaylık, aynı zamanda sizin sofranızla olan bağınızı, emeğinizle olan münasebetinizi de kesiyor" dedi.
Rahatın bedeli ağır
Önceki dönem milletvekillerinden İbrahim Aydemir, bu durumun yalnızca bireysel değil, toplumsal bir soruna dönüştüğünü ifade etti. İnsanların fiziksel olarak daha hareketsiz bir hayat sürmesi, sağlık sorunlarını artırırken, zihinsel olarak da tembelleşmeye yol açıyor. Aydemir'e göre, düşünmeden, sorgulamadan yaşayan bir nesil ortaya çıkıyor.
Bu kolaycı yaklaşım, insanların sorumluluk almaktan kaçınmasına da neden oluyor. Aydemir, toplumun giderek daha bağımlı bir hale geldiğini, kendi kendine yetebilme kabiliyetini kaybettiğini söyledi. "Bir arıza olduğunda, elektrik kesildiğinde veya internet bağlantısı koptuğunda insanlar ne yapacaklarını şaşırıyor. Bu ne kadar acıdır" şeklinde konuştu.
Aydemir, bu yaşam biçiminin insanları yalnızlaştırdığını da sözlerine ekledi. Mahalle kültürü, komşuluk ilişkileri, dayanışma ruhu giderek erozyona uğruyor. Herkes kendi kabuğuna çekilmiş, ekranın arkasından dünyayı izliyor.
Manevi kayıplar da var
İbrahim Aydemir, konforun sadece maddi değil, manevi kayıplara da yol açtığını belirtti. İnsanlar artık doğayla bağlarını kopardı, toprakla münasebetini kaybetti. Aydemir'e göre, bu durum ruhsal boşluğa ve anlam arayışına da sebep oluyor.
"Bizim ecdadımız zahmet çekerek yaşardı ama onların ruhları huzurluydu. Bugün her şeye sahip görünen insan, içten içe mutsuz ve tatminsiz" diyen Aydemir, bu durumun gençler üzerinde daha belirgin hale geldiğini söyledi. Gençlerin yaşam amacını sosyal medya beğenilerinde araması, hayattan kopukluğun bir göstergesi olarak öne çıkıyor.
Aydemir, toplumun bu gidişatın farkına varması ve tekrar köklere dönmesi gerektiğini vurguladı. Kültürel mirasımızın ve değerlerimizin korunması, yeni nesillere aktarılması elzem. Aksi takdirde, gelecekte kimliksiz, köksüz bir toplum yapısıyla karşı karşıya kalınabilir.
Çözüm üretmek mümkün
Önceki dönem milletvekillerinden İbrahim Aydemir, bu sorunun çözümünün bireyden başlaması gerektiğini ifade etti. Herkesin kendi yaşam tarzını sorgulaması, gereksiz tüketimden kaçınması ve daha sade bir hayat sürmesi önemli. Aydemir'e göre, eğitim sisteminde de köklü değişiklikler yapılmalı.
Aydemir, çocuklara küçük yaştan itibaren sorumluluk bilincinin aşılanması gerektiğini söyledi. "Çocuklarımıza emek vermeyi, üretmeyi, paylaşmayı öğretmeliyiz. Yoksa yarın onlar da bizim gibi her şeyi hazır bekleyen, çaba göstermeyen bireyler olacak" dedi.
Son olarak Aydemir, toplum olarak kolaylıkların peşinde koşarken, asıl değerli olanı unutmamalıyız uyarısında bulundu. İnsan ilişkileri, sevgi, saygı, merhamet ve dayanışma gibi değerler hiçbir teknolojik imkanla ikame edilemez.
Künye
Facebook
Twitter
Günün
Haberleri