Osman Köse, TRT'nin deneyimli muhabirlerinden, ama kurum yönetimi tarafından deyim yerindeyse “istenmeyen personel” ilan edildi. Hakkında soruşturmalar açıldı, maaşında kesintiye gidildi ve son olarak TRT kapısından içeri girişi yasaklandı! Nedeni ise TRT'deki “kadrolaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, personele yapılan haksız kıyım ve uygulamalara” karşı mücadele eden Haber-Sen üyesi olmak...
TRT cemaat kadrolaşmasına teslim
Osman Köse, “Kürtçe açılımı”, “cemaat-tarikat-akraba” kadrolaşması eleştirileri nedeniyle son dönemin en “tartışmalı” kurumu haline gelen TRT'de “olup bitenler” ve kendisine uygulanan “ambargolar” ile ilgili Cumhuriyet'in sorularını yanıtladı:
- TRT, her zaman iktidarlar için önemli bir “iktidar gücü” olmuştur ve gelen yönetimler kendi kadrolarını egemen kılmak istemişlerdir. Ama AKP iktidarı döneminde özellikle İbrahim Şahin'in kadrolaşmada galiba yöntem ve “içerik” de değişti. Neler oluyor TRT'de?
- Her dönemde TRT'de kadrolaşma olmuştur ve iktidarlar orayı kadrolaşma alanı olarak görmek istemişlerdir. Ama son 7 yıla kadar yaşanan kadrolaşma hiçbir dönemde yaşanmadı. İstedikleri gibi kadrolaşabilmek için “kadrolaşma yasası” çıkarıldı. Son 7 yılda değiştirilmeyen hiçbir yönetci kalmadı. Bu kadrolaşma o noktaya geldi ki, önceki dönemde daire başkan yardımcılarına kadar inerdi. Şimdi şoförün, muhabirin görev yerini belirlemeye kadar indi. Gerçek anlamda bir siyasal kadrolaşma söz konusu. Türkiye'de herkes tarafından bilinen bir cemaat hareketinin temsilciliğine soyunan medya gruplarından Samanyolu TV, Aksiyon, Cihan Haber Ajansı, Zaman gazetesinden insanlar TRT kadrolarını doldurdu. Özellikle İbrahim Şahin'in göreve gelmesinden sonra 1.5 yılda 803 kişi işe başlatıldı. Farklı kesimden isim de koydular ama bunlar tamamen vitrinlik, bu 803 kişi içinde sayıları 20'yi bile geçmez.
İsim isim cemaatçi kadrolaşma
- Bu “cemaatçi kadrolaşma” ile ilgili somut örnekler var mı?
- Hem cemaatçi hem de akraba kadrolaşması söz konusu. Bakın, şu anda Haber Dairesi Başkan Yardımcısı Ahmet Böken, Samanyolu TV'nin genel yayın yönetmeniydi. TRT'nin yeni yayına başlayacak olan Arapça koordinatörü Sefer Turan, Kanal 7 dış haberler müdürüydü. Kürtçe yayın yapan TRT 6'nın haber sorumlusu Cumali Çaygeç Samanyolu'ndan geldi. Ahmet Böken, Samanyolu'ndaki kendi kadrosunu taşıdı. Merkez Haberler'deki 2 editör, Ahmet Torun ve Cavit Atasever, Samanyolu'ndan geldi. Yine Samanyolu'ndan gelen Mehmet Çığın, TRT 2 haberlerde editör olarak görevlendirildi, örnekleri arttırmak mümkün... Ayrıca Samanyolu'ndaki çeşitli programlar da ekibiyle tamamen TRT'ye geçti. Samanyolu'nda Faruk Bilgin'in yaptığı “Açı” adlı program bütün formatıyla “Açılar” adı altında TRT'de yayımlanıyor. TRT'deki “Büyüteç” programının sunucusu Savaş Genç, Samanyolu'nun internet sitesinde haber yazıyor. Ayrıca inanılmaz bir “hemşeri” ve akraba kadrolaşması da var.
- Yayınlarda nasıl değişiklikler oldu?
- Dini programların sayısı arttı, diğer programların da içerikleri dinselleştirildi. TRT ekranlarından “şeriat” övgüsü yapıldı. Bu dönemde tarikat destekli medya kuruluşlarında çalışanlar, TRT'de program yapmaya, sunmaya ve programlara konuk olarak katılmaya başladılar. İbrahim Şahin döneminde ise “dini olan-olmayan” program ayrımı kalktı, neredeyse her programda bir şekilde dinsel temalar işleniyor.
- Bu kadar ne yaptınız da “istenmeyen adam” oldunuz?
- İbrahim Şahin'in kadrolaşmanın önündeki engellemeleri kaldırmak için hazırladığı taslağa karşı ciddi mücadele verdik ve AKP hükümeti ilk kez bir tasarıyı Meclis'ten geri çekmek zorunda kaldı. Şahin, bu “yenilgi”den sonra Haber-Sen üye ve yöneticilerine yönelik baskılarını arttırdı.
- Size ve arkadaşlarınıza ne tür yaptırımlar uygulandı?
- TRT, yasası gereği TBMM tarafından denetleniyor. Haber-Sen TRT'nin gerçek anlamda denetlenmesi için KİT komisyonu üyeleri ve parlamentoyu da bilgilendiriyor. Ve bu da TRT Genel Müdürü'nü çok kızdırıyor. Haber-Sen yönetim kurulu üyesi olarak benim KİT komisyonu toplantılarını izlememem ve milletvekilleri ile görüşmemem için görev saatlerim değiştirildi, görev yerim değiştirildi. Son olarak da 4 Haziran'da yapılan KİT komisyonu toplantısını izlememem için sendikal gerekçem yok sayılarak, son 15 yıldır hiç yurtdışı göreve gitmezken, 1 haftada 2 kez yurtdışına gönderilmek istendim. Göreve gitmediğim gerekçesiyle hakkımda soruşturma açıldı. Bana yöneltilen suçlamalardan birisi de görevlendirilmediğim halde izinsiz olarak KİT komisyonu toplantısını izlemekti. Hakkımda açılan soruşturmayla beraber, bugüne kadar TRT'de görülmemiş şekilde açığa alındım, yani kurumla ilişkim askıya alındı ve yasaya aykırı şekilde kuruma girmem ve sendikal çalışmalarımı yürütmem de engelleniyor. Maaşımın üçte ikisini alabiliyorum. KİT komisyonu toplantısı yapıldığı 4 Haziran günü, çalıştığım ünitede, çalışma arkadaşlarıma “işe gelmedim” gerekçesiyle aleyhime zorla tutanak imzalattırılmak istendi. Tutanağı imzalamayan 3 arkadaşım istekleri dışında Ankara dışına geçici görevlendirildi. Ankara Radyosu'nda çalışan sendika yöneticilerimiz, Fatih Eroğlu ve Korhan Rüzgâr da yine açığa alındı ve kuruma girişleri yasaklandı. (Cumhuriyet)