Bu sokaklardaki alçak gerilim kablolarının yerin en az 50 cm. altında olması gerektiğini kaydeden Pektaş, şunları söyledi:
“Bu kabloların zeminden en az 50 cm. derinlikte olması, altına ve üstüne beşer cm toplam 10 cm. kum arasına yerleştirildikten sonra kablo boyunca tuğla döşenmesi gerekiyor. Yeraltı kablolarının yüzeye yakın olması durumunda her türlü dış etkiye açık olması nedeniyle kabloda oluşabilecek hasarlar ve bozulmalar, enerji iletiminin sağlıklı yapılamamasının yanısıra, can emniyeti açısından da tehlike oluşturacaktır. Bu kablonun Ankara’nın en kalabalık sokaklarından birinde olduğu düşünülürse, herhangi bir kablo hasarı bir canlı bombadan daha fazla etki yaratabilir ve çok sayıda can kaybına yolaçabilir.
Özelleştirmenin tipik sonucu
Bu durum aslında elektrik dağıtım şebekesinin özelleştirilmesinin tipik sonuçlarından biri. Çünkü yapılan işlemlerin Elektrik tesisleri Genel Teknik Şartnamesine göre maliyet hesabı yapılmakta ve buna göre hakedişler ödenmektedir. Şartnameye göre 50 cm olan derinlik kazılmasa, kum dökülmese ve tuğla döşemese bile işi yapan yüklenici firma bütün bu işlemler yapılmış gibi ödeme alır. Tabiiki bu yapılan işleme kontrol birimleri tarafından standartlara uygundur onayı verildiyse.
Risk almış durumdalar
Bu haliyle bu kabloların kullanılması tamamen gayri nizami bir durumdur. Kablolarda ek yapılması normaldir ancak çok sık ek yapılıyorsa bu başka bir sorundur. Hele bu ekler aydınlatma direkleri için çıkışları ayrıldığı bağlantı noktaları ise bu da standartlara aykırı bir durumdur. Hayatımızı kolaylaştıran ve konfor katan elektrik ehil olmayan, kamu kuruluşu gibi hizmet değil sadece ticari düşünen sermaye şirketleri elinde çok tehlikeli bir hale dönebilir.”