Önemli olan niyettir!
AKMAN’ın Alman yargısı tarafından “Deniz Feneri soygununun asli sanığı ve kuryesi” olarak tanımlandığını belirten Baykal, “Yetkim yok diye sızlanmak, ipe un sermektir. Öğrenmek istiyoruz; bakanların RTÜK Başkanı’na güçleri mi yetmiyor yoksa Zahid Akman’a açıklarını kapatsın diye zaman kazandırmaya mı devam ediyorlar?” sorusunu yöneltti.
Baykal’ın Akman formülü
İPE un serenler isterlerse RTÜK’ün AKP’den gelen üyeleri, CHP kontenjanından seçilmiş RTÜK üyeleriyle birlikte Akman’ı görevden alır, başkanlıktan düşürür.
Akman’ın gidişi için formülü buldu
“RTÜK Başkanı’nı görevden almaya yetkim yok” diyen Arınç’ı eleştiren Baykal: Kurumun AKP ve CHP’li üyeleri birlikte toplanır ve Zahid Akman’ı görevden alır, başkanlıktan düşürür
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, “Hükümet Akman’ın istifasını gerçekten istese, bugüne kadar onların her istediğini yapan, hiçbir isteklerini geri çevirmeyen AKP kontenjanından seçilen RTÜK üyeleri bu isteği de geri çevirmez” dedi. CHP İletişim Koordinatörlüğü’nden yapılan açıklamaya göre, Baykal, yaptığı yazılı açıklamada, RTÜK Başkanı Zahid Akman’ın, Alman yargısı tarafından “Deniz Feneri soygununun asli sanığı ve kuryesi” olarak tanımlandığını belirtti. “Siyaset-tarikat-ticaret ekseninde ibret verici, yüz kızartıcı olumsuzlukların yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Son örnek yüzyılın vurgunu diye adlandırılan Deniz Feneri e.V. Davası” diyen Baykal, Alman yargısının konunun gereğini yaptığını, Türk yargısının da konuyla ilgili harekete geçtiğini belirtti.
İpe un seriyorlar
Baykal, “Son günlerde ağzını açan her Bakan ’Ben de istifasını istedim’ diye mangalda kül bırakmıyor. Ama bir yandan da ’Yetkim yok’ diye sızlanıyor” ifadesini kullandı. Aslında bunun yetkiyle bir ilgisinin olmadığını kaydeden Baykal, “Bu, ipe un sermedir. Öğrenmek istiyoruz, bakanların RTÜK Başkanı’na güçleri mi yetmiyor yoksa Zahid Akman’a açıklarını kapatsın diye zaman kazandırmaya mı devam ediyorlar?” diye sordu. CHP Genel Başakanı Deniz Baykal, sözlerini şöyle tamamladı: “RTÜK Başkanı Zahit Akman’a ’Sözümüzü dinletemiyoruz’ diye yakınan zafiyet ve hükümet etmedeki acizliklerini ortaya koyan bakanlar sözlerini seçip gönderttikleri RTÜK üyelerine de mi dinletemiyorlar? ’Yetkim yok’ diye sızlananlar, ipe un serenler isterlerse RTÜK’ün AKP’den gelen üyeleri, CHP kontenjanından seçilmiş RTÜK üyeleriyle birlikte toplanır ve Akman’ı görevden alır, başkanlıktan düşürürler. Önemli olan niyet. Kim, kime, hangi ilişkilerle bağlı ve neden söz geçiremiyor?”
Bülent Arınç ne demişti
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, şunları dile getirmişti: “Bir defa Zahid Akman benim bürokratım değil. Atamasını ben yapmadım. Sayın Başbakan da yapmadı. Hükümetimiz de yapmadı. Dolayısıyla gerektiği zaman onu görevden almak imkanına sahip değilim. RTÜK üyeliklerine seçim TBMM tarafından yapılmaktadır. Ne benim ne Sayın Başbakanın ne Akman ne de bir başkasını doğrudan görevden alması mümkün değildir.”
RTÜK, Deniz Feneri gölgesinden kurtarılmalı
RTÜK üyesi Şaban Sevinç, Deniz Feneri soruşturması kapsamında malvarlığına tedbir konulan Zahid Akman’ın görevini bırakmasını istedi. RTÜK Başkanı Akman’ın bir an önce istifa ederek kurumun Deniz Feneri gölgesinden kurtarması gerektiğini kaydeden Savinç, Başbakan Erdoğan’ın “Sayın Akman ile ilgili süreç devam eden bir süreçtir. Sayın Akman kendisini en güzel şekilde savunmasını bilir” açıklamasına dikkat çekti. Sevinç, “Burada Başbakan’ın ’ben onu savunmam’demesi önemli. Önemsediği bir kişi olarak suçsuz olduğunu düşündüğünü ima bile etmiyor” dedi. “Akman’ın bir an önce istifa etmesi, RTÜK üyeliğinden de ayrılması gerekir” diyen Sevinç, “Hakkındaki soruşturma konusunda kendisini savunması, suçlu ise cezasını çekmesi gerekir. RTÜK’ten çıkan kararlar, Deniz Feneri olayından etkilenir bir hal almıştır. Bu nedenle de istifası çok gecikmiştir” diye konuştu.
Savcılık MASAK’tan gelecek raporu bekliyor
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Deniz Feneri soruşturmasını derinleştirmek için Mali Suçları Araştırma Kurulu’ndan rapor istedi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Deniz Feneri e.V. soruşturması kapsamında Mali Suçları Araştırma Kurulu’ndan rapor istedi. MASAK’tan gelecek rapor doğrultusunda soruşturma derinleştirilecek. Başsavcılık, MASAK’ın raporunda işaret edeceği para trafiği doğrultusunda yeni isimlerin mal varlıklarına da tedbir koydurabilecek. Soruşturma kapsamında aralarında RTÜK Başkanı Zahid Akman ve Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman’ın da bulunduğu 18 kişinin mal varlığına tedbir konulmuştu. Türk Ceza Kanunu’na göre; soruşturma sonunda şüphelilerin usulsüz servet edindikleri saptanırsa mal varlıklarının müsaderesine karar verilebilecek.
6 ay sonra tedbir
Almanya’nın Deniz Feneri e.V. soruşturmasını 2007’de başlatmasına rağmen, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, ancak yargılama bittikten ve İşçi Partisi suç duyurusunda bulunduktan sonra derneğin Türkiye bağlantıları konusunda soruşturma başlatmıştı. Başsavcılık, 25 Eylül 2008’de Almanya’dan dava dosyasını istemişti. Alman makamları dosyayı Adalet Bakanlığı’na 24 Şubat’ta göndermiş, tercüme ise 21 Mayıs’ta tamamlanmıştı. Dosyadaki isimlerin mal varlıklarına, soruşturma başladıktan ancak 6 ay sonra tedbir konulmuştu.
Bankalara yazı
Ancak bu konuda geç kalınmış olabileceği eleştirileri yapılırken, savcılık kaynakları buna 8 Eylül tarihli suç duyurusundan kısa süre sonra MASAK’a gönderilen yazıyla yanıt vermişti. Savcılık bu tarihte Akman, Karaman, Kanal 7 Yönetim Kurulu üyeleri İsmail Karahan ve Mustafa Çelik, şirket ortağı Harun Kapuyoldaş ile Deniz Feneri e.V. yöneticisi Mehmet Gürhan’ın mal varlıklarının ve hesap hareketlerinin incelenmesi için MASAK’a yazı göndermişti. MASAK da bu isimlerin kişisel ve ortağı olduğu şirketlerin mal varlıklarını incelemeye almış, 46 bankaya da yazı gönderilmişti.
Topçu: Sabrımızı taşırmayın
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Yalçın Topçu, “Kurduğunuz komisyona dikkat edin, atadığınız adama dikkat edin. Sabrımızı zorlamayın” dedi. Partisinin Bursa il teşkilatında bir basın toplantısı düzenleyen Topçu, Muhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazası hakkında açıklamalarda bulundu. Bu hadisenin toplum vicdanda hala kapanmadığını dile getiren Topçu, “En başından beri bu hadise Türk milletinin vicdanında apaçık duruyor. Milletin önünde açık duran dosya, tabii ki devletin önünde de açık durmak zorunda” dedi.
Karanlıkta kalmayacak
BBP’nin hukuk dairesinde kalarak kanuni haklarını kullandığını ifade eden Topçu, şunları ifade etti: “Kimse bizi kimseyle karıştırmasın. Bu kadrolar, canları yettiği müddetçe, hiç şüphe kalmayıncaya kadar bu işin üstüne gidecek. Benim anam, devam et oğlum diyecek. Şüphelerin hepsini gidermek için varız. Bu olayın hiç bir noktası karanlıkta kalmayacak.”
Şimdi ne olacak?
MASAK’tan bazı isimlerle ilgili ek talepte bulunabileceği ifade edilen savcılık, gelecek rapor doğrultusunda soruşturmayı derinleştirebilecek. Aradan geçen sürede Türkiye’ye getirilen paraların dosyada ismi bulunmayan kişilere aktarıldığına yönelik bir bulguya rastlanması halinde savcılık dosyada adı bulunmayan isimlerin mal varlıklarına da tedbir koydurabilecek. Gerekirse, malvarlığına tedbir konulan isimlerin ailelerinin mal varlıkları tedbir kapsamına alınabilecek.