Önceki dönem milletvekillerinden ve Parlementer Gazeteci ve Yazarlar Birliği Başkanı İbrahim Aydemir, Marcus Tullius Cicero’nun devlet aklına ilişkin değerlendirmelerini günümüzün küresel siyasal düzeniyle buluşturan kapsamlı bir konuşma yaptı. Birlik binasında katılımcılara konuşan Aydemir’e göre Cicero’nun iki bin yıl önce ortaya koyduğu adalet kavramı, yalnızca tarihi bir fikir olarak değil, devletlerin uzun ömürlü yürüyüşünü belirleyen temel mihver olarak bugün de önem taşıyor. Aydemir, Cicero’nun “devlet ortak iyilik sözleşmesidir” anlayışını hatırlatarak, bu sözleşmenin zedelenmesi halinde çöküş sürecinin hızlandığını ifade etti.
Aydemir, Cicero’nun devlet anlayışında adaletin yalnızca bir yargı mekanizması değil, milletin gönlünde ve zihninde kök salan bir denge duygusu olduğunu vurguladı. Ona göre bu denge korunduğunda devlet güçlü bir yapıya kavuşuyor, toplumun farklı kesimleri aynı gelecek idealinde birleşiyor. Aydemir, adalet duygusunun milletle devlet arasındaki stratejik bağın ana unsuru olduğunu belirterek, “Devlet; ortak iyilik, ortak hukuk ve ortak sorumluluk üzerinde yükselen kadim bir emanettir” değerlendirmesini yaptı.
CİCERO’NUN ADALET MERKEZLİ DEVLET PUSULASI
Aydemir, Cicero’nun karma yönetim modeli anlayışına değinirken, güçlü liderlik, bilge meclis aklı ve millet iradesini taşıyan temsil mekanizmasının dengeli işlediği devletlerin uzun vadede istikrar ürettiğini kaydetti. Ona göre bu dengenin sağlanamadığı yapılarda ya otorite boşlukları ortaya çıkıyor ya da güç merkezli keyfi yönetim alanı genişliyor. Aydemir, “Devlet aklı; hikmet, ölçü ve sorumluluk üçgeni üzerinde ilerlediğinde toplumsal güven kendiliğinden oluşur” ifadelerini kullandı.
Bununla beraber Aydemir, Cicero’nun devlet tasavvurunda adaletin merkezde yer aldığını, bu unsur zayıfladığında devletin kendi iç ritmini kaybettiğini dile getirdi. Hukukun vitrine dönüşmesi, güç ile hukuk arasında uçurum oluşması, siyasi kadroların hesap bilincinden uzaklaşması gibi durumların tarih boyunca devletleri zayıflatan temel unsurlar olduğunu belirtti. Aydemir’e göre Cicero’nun uyarıları bugün de geçerliliğini koruyor.
EMPERYAL GÜÇ MANTIĞININ ADALETİ YOK SAYAN YAPISI
Aydemir, günümüz dünyasında emperyal güç merkezlerinin adalet ölçüsünü sistem dışı bırakan stratejiler geliştirdiğini söyledi. Ona göre bazı küresel odaklar, devlet yönetimini bir ortak iyilik arayışı olarak değil, genişleyen nüfuz alanları üzerinden okuyan bir zihniyetle hareket ediyor. Bu yaklaşım, Cicero’nun cumhuriyet fikrine tamamen ters bir yapı oluşturuyor. Aydemir, küresel düzeydeki siyasi krizlerin çoğunda adalet eksikliğinin belirleyici rol oynadığını kaydetti.
Aydemir, “Adaleti sistem dışında bırakan güç rekabeti, kısa vadede etkili görünse de uzun vadede çöküş getirir” tespitini yaptı. Ona göre emperyal merkezlerin uluslararası hukuku esneten kararları, milletlerin kaderini masa başı hesaplara indirgeyen tutumları ve güç kullanırken ahlaki sınırları gözetmemeleri, yalnızca coğrafyaları değil, kendi kurum kültürlerini de zayıflatıyor.
MİLLETİN ADALET ARAYIŞI VE DEVLET AKLININ GELECEĞİ
Bununla beraber Aydemir, genç kuşakların gelecek perspektifi açısından adalet ve eşitlik duygusunun hayati önemde olduğunu dile getirdi. Gençlerin devlet yapısına duyduğu güvenin güçlenmesi, toplumsal istikrarın ve uzun vadeli devlet perspektifinin temel unsuru olarak görülüyor. Aydemir, “Gençler; emeğinin karşılık bulduğunu, liyakatin ölçü olduğunu gördüğünde devletin gücü katlanır” değerlendirmesiyle gençliğin merkezde tutulması gerektiğini belirtti.
EĞİTİM, KÜLTÜR VE AHLAK MERKEZLİ DEVLET İNŞASI
Aydemir, Cicero’nun eğitim ve kültüre verdiği önemi hatırlatarak, devlet aklının yalnızca siyasal kararlarla değil, kültürel hafızayla tamamlandığını söyledi. Ona göre milletin kültürüne, diline ve tarihine hâkim olmayan bir devlet yapısı uzun ömürlü strateji üretemiyor. Eğitim ve ahlaki denge birlikte ilerlediğinde güçlü bir toplumsal bağ oluşuyor. Aydemir, “Devletin adalet bilincini taşıyan bireyler yetiştirmesi, geleceğin en güçlü sermayesidir” ifadelerini kullandı.
Aydemir, konuşmasının sonunda Cicero’nun temel uyarısını yeniden hatırlatarak, “Devleti ayakta tutan hukuk, hukuku ayakta tutan ise adalet duygusudur. Adaletin olduğu yerde güç, milletin emanetini taşır; adaletin olmadığı yerde güç, kendi ağırlığını taşıyamaz” sözleriyle devlet aklının pusulasının daima adalet olduğunu belirtti.