Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu: 'Devletler imzaladıkları anlaşmaların arkasında durmalı'

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Litvan mevkidaşı Linas Linkevicius ile ikili görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede, Türkiye ile Litvanya arasındaki siyasi, ekonomik, ticari ve kültürel ilişkiler ele alınarak, bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunuldu. Çavuşoğlu ve Linkevicius görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Çavuşoğlu toplantıda ABD’nin İran’la yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesi ile ilgili açıklamalarda bulundu. Brezilya ile birlikte İran’ı bir anlaşma imzalaması için ikna ettiklerini belirten Çavuşoğlu, o zaman ABD ile bazı ülkelerin karşı çıktığını vurguladı. Bakan Çavuşoğlu, “Daha sonra kendileri müzakere ettiler ve sonuçta anlaşma imzalandı. Dolayısıyla devletler imzaladıkları anlaşmanın arkasında durmalı. O zaman geçmişteki tüm uluslararası anlaşmalar bir gün veya aniden yok sayılabilir” ifadelerini kullandı.

"ABD’nin tek başına bu kararı alması doğru bir adım değil"
Bu nükleer anlaşmanın sadece İran ile ABD arasında imzalanmadığını anımsatan Çavuşoğlu, “Avrupa Birliği ve başka ülkelerde vardı. ABD’nin tek başına bu kararı alması doğru bir adım değil. Diğer ülkeler yaptıkları açıklamalarla bu anlaşmaya bağlı kalacaklarını söylediler. Şimdi tam bir kaos oldu. Biran önce bir ortak anlayış hakim olur. Buradaki süreç, anlaşmanın imzalanması yetmez. İran’ın atması gereken adımlar, ambargoların kaldırılması gibi süreçlerin denetlenebilir ve şeffaf bir süreç olması gerekiyor. Biz en başından beri bunu söylüyoruz” şeklinde konuştu.

"Biz her zaman olduğu gibi yine ortak bir aklın oluşması için üzerimize düşeni yapmaya hazırız"
Türkiye olarak nükleer silahlara karşı olduğumuzu vurgulayan Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Nükleer silahların hepsine karşıyız. Sadece bir ülkenin elindeki nükleer silahlar yada geliştirebileceği nükleer silaha değil, tüm bölgemizdeki ve dünyadaki nükleer silahlara karşıyız. İran konusundaki bu hassasiyeti tüm ülkeler kendileri için ve diğerleri içinde göstermesi gerekiyor. Umarım bu belirsizlik bu kaos biran önce atlatılır. Biz her zaman olduğu gibi yine ortak bir aklın oluşması için üzerimize düşeni yapmaya hazırız.”